Ana içeriğe atla

SERAP ERDEM KESKİN BLOG YAZILARI


Ver Elini Dediğimiz Yolun Sonundan


Ver Elini, dedik Aralık ayı başlarında. Ver Elini, Engelleri Birlikte Aşalım...

Kıymetliler kıymetlisi bir amacımız vardı, anlatmak. Bugün engelli dediğimiz kimselerin yaşadığı sıkıntıları, durumlarının iç yüzlerini anlatmak...Ve asıl engel olanın özel durumları değil, toplumun bilinçsizliği olduğunu anlatmak...

Bu yolda gerek öğrenci olduk, gerek öğretmen, gerek empati kurup engelli olduk. Sahi, birer engelli adayı olduğumuzu biz zaten biliyorduk.

Anlatmalıydık mesela disleksiyi. Anlatmalıydık ki şayet bir çocuk yaşarsa bu durumu, ya annesi ya babası ya halası, teyzesi, komşusu belki...  biliyor olsun ne yaşadığını. Kimse o çocuğa haylaz demesin, 'ders çalışmaya yüzü yok da yapamıyorum' diyor demesinler. 'Bak falanca teyzenin kızı sular seller gibi okuyor. Sen daha heceleyemedin.' sözleriyle kırılmasın minicik, ürkek yüreği, şahlanacak çağdaki özgüveni.

Anlatmalıydık Down Sendromunu... Anlatmalıydık ki şayet bir kimse gittiği bir kafede Down Sendromlu pırıl pırıl bir garson görürse yadırgamasın. Ya da parktaki Down Sendromlu çocuktan uzaklaştırmasın çocuğunu.Bilsin ki onun çocuğu zarar vermezse, zarar gelmez o çocuktan.

Anlatmalıydık Otizmi... Bir annenin çocuğu taşıyorsa belirtileri, bilmeliydi kendisi ya da çevreden birileri. Bilmeliydi ki babası da geç konuşmuş canım, deyip geçiştirmesin iletişimde gecikmesini. Dikkatini toplayamıyor olması yaramazlık, hiperaktiflik sanılmasın. Tanısı geç kalmasın. Çünkü erken tanı demek, ihtiyaç duyduğu özel eğitime erken başlamak demek.

Çocuklarımızı bir araya getirmeliydik engelli akranlarıyla.Tanışıp vakit geçirmeli, bir şeyler paylaşmalılardı ki bilsinler aslında bir arada yaşadıklarını. Çocukluklarında, oyunlarında, hayallerinde buluşunca aralarında bir fark kalmadığını.Yaşatmalıydık bu deneyimi, çünkü en kalıcı öğrenme yaşayarak öğrenmeydi. 

Gün oldu film izledik velilerimizle, sonu gözyaşı ve farkındalıkla biten. Gün oldu seminerler dinledik, bildiklerimizi anlattık, broşürler dağıttık, sloganlarımızı haykırdık, afişler, panolar hazırladık. Tüm bu çalışmaların sonu hep farkındalık.

Velhasıl elimizi altına koyduğumuz taşı kaldırmış, amacımıza ulaşmış olmanın mutluluğuyla yolun sonundayız.Yoğundu, zordu, stresliydi evet. Lakin tek bir kişide farkındalık oluşturup tek bir cana dokunduysak, ki fazlasına dokunduk, her şeye değer. 

Bu yazıyı okuyan, projemizin dokunduğu ya da projemizi duyan her kimsen... Bir engelli gördüğünde çekinme, elini ver. Bilirsen, seversen, anlarsan aşılır tüm engeller.

Serap ERDEM KESKİN-Zübeyde Hanım İlkokulu



İLK KARNE GÜNÜNDEN GELECEĞE NOTLAR BIRAKTIK

      Annemi istiyorumm!' çığlıkları dün gibi kulağımda olan miniklerim okula alıştı, birlikte bir çok şey keşfedip öğrendik de ilk karne heyecanlarını paylaştım bugün. Anneleri de onlar gibi heyecanlı ve ilk karnenin nasıl olacağı konusunda meraklıydı. Durup düşündüm biraz... Zaman ne çabuk geçiyor? Bu gidişle anasınıfı, ilkokul, ortaokul... karne günleri, mezuniyetler sıralanır da anlamayız zamanın nasıl geçtiğini. Sonra velilerime dönüp dedim ki :
Zaman hızla geçecek ve çok karne günü göreceksiniz. O gün elinize aldığınız karne göğsünüzü de kabartabilir, hayal kırıklığına da uğratabilir sizi. Hayal kırıklığıysa yaşadığınız, sakın kırmayın çocuğunuzun kalbini. Bu güne dönün ve söylediklerimi hatırlayın. Siz onun annesisiniz, yaptıklarıyla, yapamadıklarıyla, başarı ve başarısızlıklarıyla koşulsuz şartsız onu siz sevmeyeceksiniz de kim sevecek? Elbette zayıf olduğu derslerde teşvik edecek, destekleyeceksiniz. Ama kalbine olan desteğiniz asla notlarına bağlı olmasın. Çocuklarınız sizi tatmin etmek, sizin hayallerinizi yaşamak zorunda kalmasın. Ayrıca unutmayın öncelik o notlar değil, çocuğunuzun ahlaki değerleridir. İyi bir insan yetiştiriyorsanız ne mutlu size.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şimdi Tam Zamanı

Gökten önce tek damla düştü. Kimseler görmedi kayboldu,gitti. Sonra avcumuzu pencereden dışarı uzattık,damlalar birbir arttı,artık ıslaklığı hissetmeye başlamıştık. Bulutlar hızla birleşti. Gök gürledi. Ve gökyüzünden sayısız damla yağmur olup yeryüzüne indi. Yağmur berekettir derler büyüklerimiz,ne doğruymuş.Kararında,doğru anda yağarsa düştüğü yer yeşillenir,cennet olur.Şimdi tam zamanı yağmur olup yağmanın,gök olup gürlemenin...  İstanbul,Antep,Mardin,Tokat,Antalya,Kocaeli,Yozgat,Kastamonu,Batman,Ankara,Hatay,Balıkesir,Ağrı,Mersin,Adapazarı,Ordu,Aydın,Kahramanmaraş,Eskişehir,Bolu,Afyon,Bilecik,Erzurum,Mersin,Kırıkkale,Konya,Yalova,Samsun,Edirne...Elele verip yağıyoruz.Aradan kilometreleri,doğuyu batıyı kaldırıp "biz"olmaya,kuraklığı cennete çevirip minicik gözlerin bir nebze de olsa gülümsemesinde payımız olsun diye birlikte yola çıkıyoruz. Biz önce "Ver Elini Engelleri Birlikte Aşalım" e-twinnig projesi için yola çıkmış birbirini hiç tanımayan ama ortak ...

Ver Elini Dediğimiz Yolun Sonundan

Ver Elini, dedik Aralık ayı başlarında. Ver Elini, Engelleri Birlikte Aşalım... Kıymetliler kıymetlisi bir amacımız vardı, anlatmak. Bugün engelli dediğimiz kimselerin yaşadığı sıkıntıları, durumlarının iç yüzlerini anlatmak...Ve asıl engel olanın özel durumları değil, toplumun bilinçsizliği olduğunu anlatmak... Bu yolda gerek öğrenci olduk, gerek öğretmen, gerek empati kurup engelli olduk. Sahi, birer engelli adayı olduğumuzu biz zaten biliyorduk. Anlatmalıydık mesela disleksiyi. Anlatmalıydık ki şayet bir çocuk yaşarsa bu durumu, ya annesi ya babası ya halası, teyzesi, komşusu belki...  biliyor olsun ne yaşadığını. Kimse o çocuğa haylaz demesin, 'ders çalışmaya yüzü yok da yapamıyorum' diyor demesinler. 'Bak falanca teyzenin kızı sular seller gibi okuyor. Sen daha heceleyemedin.' sözleriyle kırılmasın minicik, ürkek yüreği, şahlanacak çağdaki özgüveni. Anlatmalıydık Down Sendromunu... Anlatmalıydık ki şayet bir kimse gittiği bir kafede Down Sendro...

"Buradayım Öğretmenim"

Rengarenk bir kapı açıldı,O kapının ardındaki masal hepimiz için belki farklı ama özü aynı başladı. Aileden ayrılan minik beden bir anda kendini bizimle buldu.Bağımsızlığını ilan etti ve biz birlikte bir yolculuğa çıktık..Güvendi,inandı ve sevdi,sevdik.Artık ailesi dışında biri vardı ve uzun sürecek oyun başlamak üzereydi. Sonra dilinden dökülen sözcükler şekil değiştirdi. -"Oldu mu öğretmenim?" Çizdi,yanımıza koştu,"Yapabildim mi öğretmenim."  Oyunda top halkadan geçti,sonra ne güzel atladı boynumuza,"Yaptım öğretmenim". Nazlandı,"Karnım ağrıyor öğretmenim". Kazandı,"Çak öğretmenim." Sahi terledi mi?Bugün neyi vardı?Yüzü biraz solgun mu duruyor? Parmakları mı yoruldu?  Ne de güzel güldü. Çizdi,çizdikçe mutlu oldu. Boyadı,eline yüzüne ne yakıştı renkler... Kesti,sonra bir baktık alıştı parmaklar...Anlattı,anlattık.Konuştu,konuştuk.Biz artık birbirimizi anlar olduk,farkettiniz mi büyüdük.Büyüdüler...Ve bugün dünyaya açılan  çi...

PROJE KAPANIŞ /PROJECT CLOSURE

PROJE KAPANIŞ Her öğretmenin kendi amaçları  vardı. Proje Kurucuları Engelli Öğretmenler olarak amacımız FARKINDALIK yaratmak ve yaygınlaştırmaktı. Engelli öğrencilerimizin karşılaştıkları sorunları arkadaşlarıyla ve aileleriyle paylaşmak, bu sorunların üstesinden gelmelerine, saygı duymalarına ve empati kurmalarına yardımcı olabilmek en önemli hedefimizdi. Öğrencilerimize farklı dünyaların kapılarını açtık ve ailemize bildiklerini ancak unuttuklarını hatırlattık. Çeşitli etkinliklerle Farkındalık yarattık,Seminerler ve Geziler düzenledik ve "VER ELİNİ  ENGELLERİ BİRLİKTE AŞALIM " dedik. Farklılıkların farkında olmak ve FARKINDALIK yaratmak için belirlediğimiz bu yolun SONUNA geldik. Umarım gönüllere girebilmiş, yüreklerdeki engelleri aşabilmişizdir. PROJECT CLOSURE Each teacher had his own goals. As the founders of the project, the teachers with disabilities, our aim was to create and spread AWARENESS. Our most important goal was to shar...

''En Büyük Engel SEVGİSİZLİKTİR''

“Ver Elini Engelleri Birlikte Aşalım'' Minik ellerle yola çıkarken ellerim, Farklı dünyalarla tanıştı.” Biz öğretirken çok şeyi, Özel çocuklar bize hayatı öğretti. Bulutların ardındaki güneşe değmeliydik birlikte Bakışları binbir türlü renklerde ki Özel çocuklarımızla Umudu saklamış iken avuçlarımız, Yağmurlarda hep yeşillenmesini diledik. Biz Özel çocuklarımızı hayatımıza dahil etmeye çabalarken, Onlar bizi bin bir türlü renkle ışıldayan gözyaşlarıyla Tomurcuklanmış UMUT dolu dünyalarının içine çekiverdiler. Farklı dünyaların benzersiz ve rengârenk çiçekleri İYİKİ Varsınız  💙                                                                                            Serap EROL
PROJE TANITIM VİDEOMUZ https://youtu.be/XcKO-KKxjp0

EVDE HAYAT VAR...

Ölüm... Sahi nereden gelirdi ölüm? Bir cevabımız yok artık.Sağımız solumuz tehlike doluyken ölüm bize hep yakındı  zaten.Ama bugünlerde dünyayı Covid-19 denen bir virüs sarmış durumda ve ne yazık ki ülkemizde artık bu konuda sınavını veriyor.Bir virüsün gücünü sayılarla ölçmek doğru mudur?Bunu hiçbirimiz bilmiyoruz ama bildiğimiz şeyin bu virüsün insanlar arası yaşattığı acı çok büyük...Belki bir kişinin tedbirsizliği,hatası yüzlerce insanın acı çekmesine sebep oluyor.Bu acının yaşanmasında payımızın olmaması için elbette hepimizin üzerine düşen görevler  ve dünyaya söylemek istediklerimiz var... -Ey dünya!  Biz sağlık çalışanları kendi canımızı hiçe sayıp canla başla çalışıyoruz,yeter ki siz evde kalın Biz işletmeciler gelirden vazgeçtik,sağlık olsun dedik. Biz Güvenlik güçleri,hepimiz seferberiz,yeter ki siz evde kalın. Biz market çalışanları,hepimiz sahadayız,yeter ki siz evde kalın. Biz öğretmenler şimdi evdeyiz ama o şen kahkahalar evlerde canlansın d...

Disleksi / Disleksi ve çocuk

Disleksi:  Kişinin normal veya üstün zeka düzeyinde olmasına rağmen okuma, yazma ve dil becerilerinde problem yaşamasına sebep olan özel  öğrenme bozukluğudur. DİSLEKSİ PROBLEMİ OLAN ÇOCUĞA NASIL YARDIM EDİLİR? Sabırlı olun:  Çocuğunuz veya öğrenciniz okuma güçlüğü çekiyorsa sabırlı olun ve ilginizi azaltmayın. Metinleri sesli okumasını isteyin. Sesli okuma esnasında hem çocuk, hem de siz nerelerde hata yapıldığını görebilir ve düzeltebilirsiniz. Sesli okuma, disleksi için iyi bir egzersizdir. Motive edin:  Öğrenme güçlüğü çeken çocukların özgüvenlerinde hasar oluşmaması için onları devamlı tebrik etmek gerekir. Her başarısını tebrik edin ve onunla gurur duyduğunuzu ifade edin. Bu davranış çocuğun başarma isteğini kamçılar. Oyunlarla destekleyin:  Sevdiği materyaller ile kendisini geliştirmesini sağlayın. Disleksili çocuklar oyunlarla yakından ilgilidirler. Doğru seçilmiş oyunlar disleksi egzersizleri niteliğindedir. Başkalarıyla kıyasl...

Yazılar...

VER ELİNİ, BİZ OLALIM      İstanbul, Kocaeli, Tokat, Bodrum, Bolu, Mardin, Ankara, Polonya,Hırvatistan… Aslına bakarsanız birbirine ne kadar uzak ve ayrı şehirler ayrı ülkeler…Kimi buz gibi ayaz,kimi gri bir şehir,kiminin yemeği, kimisinin denizi…Birine bakıyorsunuz milyonlarca insan,birine bakınca haritanın ne de ücra bir yerinde çarpıyor gözümüze.Hiçbir ortak özelliği yok gibi görünür bu şehirler gözünüze.Pek de yanılmıyorsunuz   diyeceğiz ama öyle güzel bir şey var ki aramızda bu bütün mesafeleri ,engelleri kaldırdı.Hayat bir gün bizleri   gururla icra etmekte olduğumuz öğretmenlik   mesleğimiz vesilesiyle bir araya getirdi.Kulağımıza gelen ufacık bir fısıltıyla,kafamızdaki soru işaretleriyle,ama inandığımız değerlerle birlikte   “Gelin bir olun,el ele verin ve engelleri ortadan kaldırın” dedi…Biz o fısıltının ardından gitmeyi yeğledik.Haftalar hatta aylar sürecek yoğun ama bir o kadar da dolu bir programla yola çıkmaya karar verdik.  ...