Bir varmış bir yokmuş... Dünyada her çocuğun düşlediği oyuncaklar varmış. Kimi çocuk birçok oyuncağın sahibi olmuş, kimi çocuğunda hiç oyuncağı olmamış. İki farklı dünya yaratılmış çocuklar için. Kimi çocuk oyuncak denizinde bulmuş kendini, kimi çocuk da bakınmakla yetinmiş. Bir yanımız güneşken bir yanımız fırtına olmuş. Ve çocuklar bir düş kurmuşlar. Bir gökyüzü düşlemişler. Mevsimlerden bahar, günlük güneşlik bir gün imiş. Önce her yerin oyuncak olmasını dinlemişler. Ama sonra düşünmüşler. "Bu bizi mutlu eder ama sadece şimdi mutlu oluruz." demişler. Başlamışlar düşünmeye. "Sonsuz mutluluk mümkün müdür?" demişler. "Belki bunun cevabını bulamayız ama el ele verebiliriz." demişler. Toplaşmışlar bir araya. Ne kadar çocuk varsa katılmış aralarına. Ne bulmuşlarsa getirmişler ve üretmeye başlamışlar. Ortaya birbirinden güzel oyuncaklar, renkler, öyle şeyler çıkmış ki şaşırıp kalmışlar. Öyle çokmuş ki artık oyuncakları..." Paylaşalım." demişler. "Oyuncağı olmayan, hayalleri kırılan, üzülen, bir engel olduğunu düşünen tüm çocuklara götürelim bu oyuncakları." Çevrelerinden başlamışlar işe. Nerde bir engel, nerde bir umutsuzluk, bir acı, bir hüzün, afet varsa oraya gitmişler. "Çocukların düşleri hiç kırılmasın, tüm çocuklar gülümsesin." demişler. Durmamış lar, sürekli üretmişler ve demişler ki: "Ver elini engelleri birlikte aşalım. Hüzün çocuklardan uzak olsun. Her çocuğun yüzünde gülümseme var olsun."
Aysun KIRCA-Darıca Ortaokulu Anasınıfı
26.01.2020
Aysun KIRCA-Darıca Ortaokulu Anasınıfı
26.01.2020
Yorumlar
Yorum Gönder